• BIST 9572.07
  • Altın 2487.933
  • Dolar 32.508
  • Euro 34.8335
  • İzmir 22 °C
  • Manisa 24 °C
  • Aydın 25 °C
  • Afyon 20 °C
  • Balıkesir 21 °C
  • Bursa 24 °C
  • Çanakkale 20 °C
  • Muğla 19 °C
  • Uşak 18 °C

Pırlantalarımızı Korumalıyız

Yaşar Eyice

PIRLANTALARIMIZI KORUMALIYIZ

Yaşar EYİCE  Yeni Vizyon Gazetesi

Mezide Kuzular evladı ile ilgili fotoğrafının yanına şunları yazmış:
‘Allah’ım nasıl bir dünyada yaşıyoruz?
Çocuklara yapılan bu şiddet!
Biri doğurur çöpe atar!
Diğeri döver döver öldürür!
Başka bir yerde tepesine bomba yağdırılır!
Kimileri tecavüz eder!
Kreşe okula gider, şuursuz öğretmenden dayak yer!
Nasıl bir dünya burası, yaa!
Allah’ım tüm bebekleri ve çocukları koru!
Yavrularımızı kötülerle karşılaştırma yarabbim!
İçim yanıyor!’

*- Pırlantalara istismar eğitimi

Her geçen yıl katlanarak artan çocuk istismarı ve cinsel taciz olayları aileleri tedirgin ediyor.
İnsanlığa ve vicdana sığmayacak bu olaylar karşısında harekete geçen Buca Belediyesi, İzmir Emniyeti Çocuk Şube Müdürlüğü ile işbirliği yaparak Pırlanta Merkezleri’nde cinsel istismara karşı eğitim seminerlerine başladı.
Kentteki 6 Pırlanta Merkezi’nde uzman psikolog tarafından verilen eğitimlerde 3-6 yaş arası çocuklara, istismardan korunma ve önleme yöntemleri yaşlarına uygun olarak anlatıldı.  
Seminer, 16 Aralık Cuma günü de veliler için Şirinyer Düğün Salonu’nda düzenlenecek.

*- 6 merkez var!

Kentte bulunan 6 Pırlanta Merkezi’nden yararlanan 3-6 yaş grubu çocuklar uzman psikologdan istismar vakalarından korunma ve önleme yöntemlerini öğrendi.  
İzmir Emniyeti Çocuk Şube Müdürlüğü’nden çocuk psikoloğu Aydın Demirdiyar tarafından verilen eğitimlerde, çocukların tanımadıkları kişilere karşı nasıl davranmaları gerektiği, bedenlerine izinsiz dokunulamayacağı, tedirginlik ve rahatsızlık yaratan davranışla karşılaştıklarında nasıl davranmaları gerektiği eğlenceli bir dille anlatıldı.

*- Neyinizi kaybettiniz?

Bir insan parasını kaybetmişse, hiçbir şeyini kaybetmemiş demektir.
Sıhhatini kaybetmişse, hayatının yarısını kaybetmiş demektir.
Ama umudunu kaybetmişse, her şeyini kaybetmiş demektir.
Şimdi modaya uyayım, büyük insanlar gibi bir laf edeyim:
‘Bu söz bana ait değil, Konfüçyüs söylemiş...
Ne kadar doğru değil mi?
Ama her gün kara kapkara haberlerle gelecekten umudumuzu kaybetmek üzereyiz.
Bence buna da önem vermeli ve bu kötü gidişe son vermek için bir şeyler yapmalıyız...
Başlamak için Pazartesini, yani hafta başını da beklememeliyiz.
Unutmayalım:
Yarın değil bugün...

*- Başka Türkiye yok!

Şimdi son gelişmelere bir başka açıdan bakalım:
İnsanlarımız ne düşündüğüne, daha doğrusu dualarına...
Saim Yağcı’nın yürekten ‘âmin’ dediği bir hikâyeyi daha doğrusu bir yakarışı anımsatayım:
Habibin, Bedir savaşında ellerini açmış şöyle yakarmıştı:
‘Allah’ım; Şu bir avuç insan yok olursa, yeryüzünde sana ibadet eden kimse kalmayacak!’
Ve, 3 bin melek inmişti semadan...’
Kur’an ve dini kitap okuyanlar, dine inananlar bu yakarışı bilir.
Şimdi bizler de ellerimizi açıp yakarıyoruz:
‘Ya İlahi!
Türkiye’mizi dört bir yandan ve içten düşmanlarımız sardı.
Bizi de esir alırlarsa, yeryüzünde zalimlere ‘dur!’ diyecek, mazlumlara destek olacak kimse kalmayacak...
Müslümanların son ümidi olan Türkiye’mize yardım eyle Allah’ım...’
Yani hepimiz hep birlikte bu zalimlikleler tek yürek olarak ‘dur’ demesini bilmeliyiz.

*- Hangisi daha hayırlı?

Bu arada yeni öğrendim...
Şaşırmadım değil!
3 bin 400 metre uzunluğundaki Avrasya Tüneli’nin açılışında, her metre için bir hayvan olmak üzere 3 bin 400 kurban kesilecekmiş!
Fakir fukaraya mı verilecek bu kobranlar, yoksa nereye gidecek?
Hayır kurumlarına mı, bazı depolara mı?
Bu sorulardan çok ben de Nazlı Bayındır gibi düşünüyorum:
Yetkililer her bir metre için hayvan öldürmek yerine, her metre için bir ağaç dikseler, daha hayırlı bir çalışma olmaz mı?

*- Sonumuz ne olacak?

Bu yazıklarımı, Erol Akıncılar şöyle özetlemiş:
Evler büyüdü ama aileler küçüldü.
Zeka arttı ama vicdan azaldı.
Uzay yakın ama komşu uzak oldu.
İletişim araçları arttı ama muhabbet azaldı.
İlaçlar arttı ama güven azaldı.
‘Ben’ler büyüdü ama ‘biz’ ler azaldı.
Sunumuzu ben de merak ediyorum!

*- Çareler tükenmez!

Konuyu ele almış ve sonuçta ‘Karanlığa alışmalıyız!’ demiştim.
‘Güneş artık geç mi doğuyor?’ diye düşünenlerin sayısının arttığını veliler ile öğrencilerin durumunu paylaşmıştım.
‘Ne olacak?’ sorusunun yanıtını da Bakanlık yetkililerinin ağzından vererek, durumu özetlemiştim.
Ama bir şeyi unutmuştum;
Türkiye’de başka bakanlık yok mu?
Ya da Süleyman Demirel’in bir zamanlar söylediği gibi ‘Ülkemizde çarelerin tükenmeyeceği!’ idi...

*- Sabah mı, akşam mı?

Şimdi;  Milli Eğitim Bakanlığı harekete geçti.
Okul saatlerinin değişmesi gündemde.
Yaz saati uygulaması için flaş hamle!
Okul saatleri değişebilir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın kalıcı yaz saati uygulaması ile ilgili ‘geri adım atılmayacağını’ açıklamasının ardından Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile görüştü.
Nazlıaka, Yılmaz'ın, ders zilinin daha geç çalması ile ilgili çalışmanın yapılacağını, tüm il milli eğitim müdürlüklerine gönderilecek bir genelge ile sorunun il bazında çözüleceğini söylediğini aktardı.
Bugün yarın sonucu ulaşılır...
Haftaya buna göre başlanır ama bu kez karanlıkta evinin yolunu bulmaya çalışan öğrencileri görürüz yollarda perişan halde...
Bakalım sonuç ne olacak?

*- Daha titiz olmalıyız!

Şimdi bir gerçeğe daha döneyim...
Murat Şahin’den öğrendim...
Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, Türkiye-AB ilişkilerinin düzelmesi için samimiyet gerektiğine dikkati çekmiş.
AB ile müzakere sürecinin oldukça uzun sürdüğünü hatırlatan Prof. Dr. Yaşar Uysal, ‘En başta AB ülkelerinden birinde işe girseydik şimdi emekli olmuştuk’ demiş.
Türkiye’nin rekabet koşullarında da oldukça geri olduğuna değinen Uysal, ileriye dönük olarak Türkiye’nin en güçlü ilk 10 ekonomi arasına girmesinin bugünkü ekonomik verilerle zor göründüğünü söylemiş.
Doğru söyleyeni kaç köyden kovarlar biliyorsunuz, herhalde bazı konuların üzerinde daha titiz ve hassas davranmalıyız.


***-
GÜNCEL

*-  Daha önce yapılamamıştı

Çiğli Belediyesi tarafından yeni alınan hizmet araçları, 16 Aralık 2016 Cuma günü saat 11.00’de törenle hizmete girecek... Ertelenen tören Çiğli Belediyesi eski bina önünde gerçekleşecek.

*- Konvoy İzmir'den yola çıktı

Memur-Sen Konfederasyonu, İnsani Yardım Vakfı(İHH) ve birçok sivil toplum kuruluşu öncülüğünde Türkiye’nin dört bir yanından Cilvegözü Sınır Kapısı'na ‘Halep'e yol açın’ sloganıyla başlatılan karayolu konvoyu için İzmir grubu yola çıktı

*- Tarihe geçecekler

Türkiye’de ‘tüm hak sahiplerinin rızasıyla ve yerinde’ kentsel dönüşümün ilk örneği İzmir’den başlıyor.
Büyükşehir Belediyesi, Uzundere’deki konutların inşaatına, Cumartesi günü yapılacak temel atma töreniyle start veriyor.
Projede yer alan Uzundere sakinleri, yeni konutlarında yine eski komşularıyla birlikte oturacak. Ülkedeki kentsel dönüşüm uygulamalarında pek çok ilki barındıran bu projeyle birlikte, onlar da tarihe geçecek.

***-
GICIK

*- Olduğum gibi olmayı seviyorum, sevdiğiniz gibi olmasa da!
*- Kadın için aşık olmak o kadar da önemli değildir. Kadın doğası gereği bir kelimeye, bir kokuya, bir bakışa âşık olabilir. Aşk kadının bir organı gibidir. Birçok kez, birçok şeye âşıkça davranabilir.
*- Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için dünyadakiler birbirlerini yiyorlar.
*- Eğer kalp temiz değilse içine döktüğünüz her şey ekşir.
*- Aynalar türlü türlüdür. Yüzünü görmek isteyen ‘cam’a bakar, özünü görmek isteyen ‘can’a bakar.
*- Her şey, neye layıksa ona dönüşür.
*- Mutlu insanlarla olmak, sizi daha da mutlu eder. Stres oldukça bulaşıcıdır, etrafınızı stresli kişilerle çevrili ise sadece düşünceleriniz değil, bedeninizin tepkileri de bu şekilde değişebilir. Buna ‘empatik stres’ deniliyor.
*- Nankör insanları mutlu etmek çok zordur. Yağa da batırsan, bala da batırsan yaranamazsın. En iyisi bırakacaksın kendi yağlarında kavrulsunlar.
*- Sevecekseniz eğer; bir insanın merhametini sevin. Para, mal, mülk tükenir. Güzellik, yakışıklılık gider. Ancak merhamet bekidir, merhamet...
*- Görünüşe göre karar vermeyin, zengin bir kalp, ucuz bir ceketin altında olabilir.
*- Bir deli rüzgâr da benim ülkeme esse, bunca acıyı, kederi, kalp kırıklıklarını alıp götürse...
*- İyi dostluklar hesapsız kurulur, içinde beklenti yoktur. Çıkarsızlık vardır. İhanet yoktur, güven vardır.

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0533 557 8894