• BIST 9132.45
  • Altın 2324.75
  • Dolar 32.3712
  • Euro 34.9966
  • İzmir 25 °C
  • Manisa 24 °C
  • Aydın 28 °C
  • Afyon 20 °C
  • Balıkesir 25 °C
  • Bursa 21 °C
  • Çanakkale 21 °C
  • Muğla 25 °C
  • Uşak 22 °C

Parkinson hastalığında erken tedavi

Parkinson hastalığında erken tedavi
Toplumda 1000 kişiden 1 veya 2 sinde görülen Parkinson hastalığı, genetik yatkınlık ve çevresel etkenler gibi birden çok nedene bağlı olarak gelişebilmektedir.
PARKİNSON HASTALIĞINDA ERKEN TEDAVİ UYARISI
 
Toplumda 1000 kişiden 1 veya 2 sinde görülen Parkinson hastalığı, genetik yatkınlık ve çevresel etkenler gibi birden çok nedene bağlı olarak gelişebilmektedir.
 
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Tülay Kurt İncesu, hastalığın ilk kez 1817'de James Parkinson tarafından “titrek felç” olarak tanımlandığını, kronik, ilerleyici ve sakatlayıcı  bir hastalık olduğunu söyledi.
 
Belirtiler ileri yaşlarda ortaya çıkar
Erkeklerde görülme oranının kadınlardan daha fazla olduğunu belirten İKÇÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Tülay Kurt İncesu, hastalığın klasik belirtilerinin genellikle ileri yaşlarda ortaya çıktığına dikkat çekti. Prof.Dr. İncesu, “Parkinson 40-70 yaş arası başlayabilir. Sadece çok az hastada belirtiler 20-40 yaş arası ortaya çıkabilir ki, bu hastalarda genetik nedenler söz konusu olabilir” dedi.
Bu belirtilere dikkat
 
Belirtilere dikkat çeken Prof.Dr.İncesu, “ Hastalık belirtileri vücudun bir yarısından başlar ve diğer yarısına yayılır. Titreme genellikle ilk ortaya çıkan bulgu olup, başlangıçta tek eldedir Zamanla karşı ele ve bacağa geçebilir. Hareketler yavaşlar, hasta, öne eğik pozisyonda, diz kalça ve kol eklemleri bükük, küçük adımlarla ayaklarını yerde sürükleyerek yürür.  Yüz kaslarındaki sertliğe bağlı olarak mimikler silinir, donuk anlamsız bir ifade gelişir ki, bu “maske yüz” olarak adlandırılır. Kaslardaki sertliğe ve titremeye bağlı olarak yazı yazma bozulur, hastalar yazıya büyük başlar, harfler gittikçe küçülür ve yazının okunması güçleşir. Bazı hastalarda konuşmada bozulma da görülür, kelimelerin iç içe geçmesi ile konuşmanın anlaşılması zorlaşır. Genellikle geç dönemde salya akması, tansiyon düşmesi, kabızlık, idrar yapmada zorluk, cinsel işlev bozukluğu, aşırı terleme, ciltte yağlanma gibi bulgular eklenir. Ruhsal çöküntü hali, hayal görme, hezeyan, dürtü kontrol bozukluğu gibi psikiyatrik bulgular, unutkanlık (bunama), koku duyusunun kaybı, uykusuzluk, gündüzleri aşırı uyku hali, uykuda aşırı hareketlilik ve kâbus içerikli rüya görme hastalığın diğer belirtileri içindedir” diye konuştu.
 
Kuyu suyu kullanmak risk
Prof.Dr.İncesu, hastalığa yakalanma riskini arttıran faktörleri de sıraladı: “Ailede Parkinson hastalığı olması, orta yaşta ortaya çıkan kabızlık, koku alma duyusunda azalma, tarım ilaçları ile ilgili meslek sahibi olmak, kuyu suyu kullanmak, kırsal bölgede yaşamak, hastalığa yakalanma riskini arttıran faktörlerdir”
 
Düzenli egzersiz yapmak yaşam kalitesini arttırır
Hastalığın erken dönemlerinde ilaç tedavisi ile belirtilerde büyük oranda düzelme görüldüğünü, ancak hastalık ilerledikçe ilaç tedavilerinden istenilen sonucun alınamadığını vurgulayan Prof.Dr.İncesu, “Günümüzde nedeni bilinmediği için henüz hastalığın tamamen ortadan kaldırılmasına veya önlenmesine yönelik bir tedavi yoktur. Mevcut tedaviler Parkinson hastalığının belirtilerini kontrol altına almaya yöneliktir. Hastalığın ileri dönemlerinde ilaçlar yetersiz kalabilir veya yan etkileri nedeniyle kullanılamaz hale gelebilir. Bu durumlarda uygun hastalarda cerrahi tedavi yöntemleri kullanılabilir. Cerrahi tedavi için özel donanımlı hastaneler gerekir ve ülkemizde sadece birkaç merkezde bu ameliyatlar yapılabilmektedir. Cerrahi tedaviler de hastalığın ilerlemesini durdurmaz, ancak belirtilerde düzelme sağladığı için yaşam kalitesini arttırır. Kök hücre nakli ve gen tedavileri halen araştırma aşamasındaki tedavilerdir. Fizyoterapi ve düzenli fiziksel egzersizler hastalığın her evresinde yararlıdır. Hastalık belirtilerinin farkında olmak, erken tanı ve tedaviye erken başlamak, hastalığın erken evrelerinden itibaren bir fizyoterapist denetiminde düzenli beden egzersizlerine başlanması ve sürdürülmesi ile oluşabilecek fiziksel sorunların geciktirilmesi yaşam kalitesini arttırmak açısından önemlidir” dedi.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0533 557 8894