• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • İzmir 17 °C
  • Manisa 19 °C
  • Aydın 15 °C
  • Afyon 11 °C
  • Balıkesir 11 °C
  • Bursa 17 °C
  • Çanakkale 12 °C
  • Muğla 11 °C
  • Uşak 10 °C

çocuklarda bu belirtilere dikkat !

çocuklarda bu belirtilere dikkat !
Bazı çocuk hastalıkları için bekleyelim görelim yaklaşımı uygundur. Ama aşağıda bahsedeceğimiz durumlar için bu geçerli değil..
ÇOCUKLARDA BU BELİRTİLERE DİKKAT !
 
Bazı çocuk hastalıkları için bekleyelim görelim yaklaşımı uygundur. Ama aşağıda bahsedeceğimiz durumlar için bu geçerli değil...Avusturya Sen Jorj Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Osman Ayataç görmezden gelmemeniz gereken 8 belirtiyi açıklıyor…
 
Üç aylıktan küçük bebeklerde 38 derece veya daha yüksek, üç-altı ay arası bebeklerde 38,3 veya altı aylık ile iki yaş arası çocuklarda 39,4 derece ateş.
 
Bebeklerde yenidoğan dönemi (genellikle ilk 15 gün ve bazılarına göre 21 gün) ve üç ay öncesi oluşan ateşlenmeler önemlidir, bebeğin matürasyonu (gebelik süreci ve bebeğin kilo, boy, baş çevresi ve diğer vital bulguları),  immun (bağışıklık sistemi) sisteminin matürasyonu çok önemlidir. İntrauterin (anne rahminde) dönemde herhangi bir mikrop alması ciddi sepsis (kan zehirlenmeleri) ve bronkopnömoni (zatüree) ve Menenjitlere sebep olabilir. Bu ciddi hastalıklar bazen ateş yükselmeden oluşabilir, bu nedenle yüksek ateşlenme ilk 3 ve 6 ayda mutlaka bu ciddi olasılıklar düşünülerek değerlendirilmelidir. Ayrıca yenidoğan bebeklerin ısı ve su kayıpları çok çabuk ve değişkendir, böbreklerde tam gelişmediği için bu durumlardan ilk üç ve altı ayda ateşlenmeler de önemlidir.
 
Ateş, boyun tutulması, baş ağrısı ve ciltte çürüğe benzer ya da küçük kırmızı noktalar halinde beliren deri döküntüsü eşlik ettiğinde
Çocuklarda ateş olması genellikle mikrobik bir enfeksiyon düşündürse de sıcak bir ortamda sıkı bir giysi, az su içme, diş çıkarma süreci, periyodik uygulanan aşılamalar sonrası ve buna benzer bir çok durumlarda ateş sebebi enfeksiyon olmayabilir.
Aileden alınan hastalık öyküsü, çocuğun doğum öncesi ve sonrası durumu, aşı tablosu, geçirdiği önemli hastalıklar, aile yani genetik özellikli hastalıklar, teşhis için laboratuar tetkikleri ile tıbbi görüntüleme (USG, Röntgen, MRI) metotlarından önce gelir.
Tıp ve özellikle çocuk hastalıkları yol haritasında, mevcut hastalık bulgu ve bulgularının hangi bulguları ile beraber olup olmadığının değerlendirilmesi şeklindedir, örneğin baş ağrısı, ateş, kusma, ense sertliği ile beraber ise menenjitler gözden kaçırılmamalıdır, bu bulgulara cilt ve mukazalarda kanama ve morlukların ilavesi durumunda daha ciddi bir enfeksiyon araştırılmalı, çocuk hekimi ve hastaneye başvurulmalıdır.
 
Ciltte bir nokta ve çevresinde bir halka şeklinde beliren ya da bir çok minik noktadan oluşan ve bastırdığınız zaman yok olmayan alerjik reaksiyon veya ciddi miktarda çürüme
Çocuklarda özellikle travma yani çarpma tarif edilmeden ve vücudun çeşitli bölgelerinde muhtelif büyüklükte morlukların tespiti önemlidir, bunun yanında sebepsiz ve sık tekrar eden burun kanamalarının oluşması, yine bastırınca kaybolmayan çeşitli büyüklükte döküntüler (peteşi, ekimozlar), renk solukluğu, iştahsızlık, vücudun çeşitli bölgelerinde lenf bezi büyümeleri son derece önemlidir, çeşitli kan hastalıkları (Lösemiler, kemik iliği hastalıkları, henoch schönlein purpurası, hemofili gibi) düşünerek ciddi ve acil tetkikler için ÇOCUK Hastalıkları Uzmanına baş vurulmalıdır.
 
Karnın sağ alt tarafında beliren, aniden kramp şeklinde giren ve gelip giden ağrı
Çocuklar genellikle ağrılarını iki yaşından sonra ifade ederler, bu ifade şekli ve bunun doğru olarak ifade edilmesi her çocukta farklıdır. Ayrıca iki ila beş yaş arası bir çocuk karnının belirli bölgelerinin ağrısını tüm karın ağrısı şeklinde ifade edebilir, bazen bizler bile kendi karın ağrımızı tam olarak tanımlayamayız. Elimizin ısısı, çocuk ile dialoğumuz, karın muayenesi sırasında uyguladığımız baskı ağrının tanımlanmasında önemlidir. Bu muayenenin çok sabırlı, çocuk ile uyum içinde yapılması gereklidir, bu ağrının kusma, ishal ile beraber olması, ateşin varlığı, vücutta herhangi bir döküntü, kızarıklık ve kaşıntı ile beraber olması, öksürüğün varlığı, daha önce aile fertleriyle veya ayrı yenilen yemeklerin, içeceklerin sorgulanması, kullandığı ilaçlar ve özellikle antibiyotikler sorgulanmalıdır.
Karın muayenesinin yanında kan tetkikleri, idrar tetkikleri, ateşin koltuk altı ve rektal değerlendirilmesi, gaita (büyük aptes) tetkiki, Ultrasonografi ve röntgen çekimi gereklidir. Çocuğun belirli süreçte gözlemi önemlidir.
Bazen basit üst solunum yolları hastalıkları (Akut Rinofarenjitler vb.) bile karın ağrısı yapabilir (karın içi lenf bezlerinde büyüme yaptığı için).
Akut bronşit, tonsillit, geniz eti, zatüree gibi hastalıklarda karın ağrısı yaparlar.
İdrar yolları enfeksiyonları özellikle kız çocuklarında karın ağrılarına sebep olabilir, özellikle yazın çocuklarda gördüğümüz Akut Gastro-enteriler karın ağrısı ile beraber kusma ve ishallere sebep olur. Geçici barsak gazlanmaları da ciddi karın ağrılarına sebep olabilir. Çok çeşitli nedenlerle oluşan barsak ve safra yolları hastalıkları özellikle karnın sağ alt bölgesinde ağrı yapan Akut Apandisitler önemli ağrı nedenleridir.
 
Dil, dudak ya da gözlerde şişme... Özellikle de buna istifra ve kaşıntı eşlik ediyorsa...
Çocuklarda hastalık belirtileri genel olarak erişkinlerden farklıdır, özellikle ateş, vücutta kaşıntı, dil ve dudakların şişmesi, ses kısıklığı, gözlerde şişme ve kızarıklık ile ani gelişen kusma acil değil çok acil bir hastalık tablosudur.
Çocuk acil servislerine getirilenlerde sıkça bu belirtilere rastlarız, tedavilerine bekletilmeden başlanmalıdır.
Çeşitli nedenlerle oluşan bir (ANAFLAKSİ) tablosudur, acilen solunum yollarının açılması, oksijen verilmesi, damar yolu açılması ve Adrenalin ile diğer ilaçların uygulanması gereken bir durumdur. Acil ve etkin bir tedavi uygulanmaz ise çocuk kaybedilebilinir. Çeşitli enfeksiyonlar, alerjenler, toksinler, uygulanan ilaçlar özellikle antibiotikler buna sebep olabilir, çok acilen hastane şartlarında tedavisi gereklidir.
Çocuğunuz altı aylıktan küçükken düşerse ya da şaşkınlık veya bilinç kaybı gibi çok belirgin nörolojik değişiklikler gösterirse, ayrıca durum istifraya ya da vücutta kemik gibi bir hasara yol açarsa
Çocukların ve özellikle bebeklerin (0-1) yaş peryodik kontrolleri yapılırken hekimlerin özellikle bebeğin nörolojik gelişimini değerlendirmesi önemlidir. Örneğin bir aylık bir bebek sırt üstü yatarken ellerinden tutularak oturtulmaya çalışılırken kısa sürelide olsa başını tutmalıdır. Altı aylık bir bebek çok az destekle veya desteksiz oturmalı, sırt üstü yatarken sağa ve sola dönmelidir. Bu hareketler her bebekte değişkendir, ancak nörolojik (beyin) gelişimi iyi ise biraz erken veya biraz geç bebek tarafından yapılmalıdır. Doğum öncesi, doğum esnasında ve doğum sonrasında çeşitli sebeplerden (Konjenital, Metabolik, genetik ve yüksek sarılık oluşması ile beynin yetersiz oksijen alması durumları vb.) bebek başını tutamıyor, oturamıyor, yürüyemiyor ise acilen hekime başvurulmalıdır.
Bu dönemde geçirilen ateşli hastalık ve konvülziyon (havale) sonucu çocuklarda zeka ile ilgili gerilikler (Mental Retardasyon), kol ve bacaklarda felçler (cerebral palsy) oluşabilir.
Çocuklarda doğumdan itibaren, oyun ve okul döneminde düşmelere sıkça rastlarız. Genelde altı aylıktan küçük çocuklarda tabii ki düşmenin şiddetli önemli olmakla beraber kafa yapısı özellikle kafa çarpması ve beyin kanamalarını önleyici (genellikle kıkırdak özellikli) özelliklidir. Tam benzemese de pingpong topu gibidir, ancak düşme ve çarpma sonucu sürekli kusma, dalgınlık, şuur kaybı, kol ve bacaklarda hareketsizlik dokununca çok ağrı duyulması, kafa içi kanamaları ile kemik kırıklarını düşündürdüğünden çocuklar acilen hastaneye götürülmelidir.
 
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0533 557 8894